Stefan Zweig’in Olağanüstü Bir Gece’si hayattan haz almayı bırakmış, varlıklı bir burjuvanın hayatını değiştiren bir geceyi, kendisini bulma öyküsünü anlatmakta.
Burak Sergen’in seslendirdiği ve sizin de Storytel‘den dinleyebileceğiniz bu sesli kitap ilk olarak 1922’de basılı olarak yayımlanmış. Yani eşiyle intihar eden Zweig’in ölümünden tam 20 yıl önce. Zweig’in en bilinen eseri ise Satranç.
Olağanüstü Bir Gece merak uyandıran konusu ile dikkat çekiyor
Olağanüstü Bir Gece hayatın monotonluğunda ilerleyen bir adamın yaşamını değiştiren bir geceyi anlatmakta. Anlatıcı, birkaç ay önce başından geçen önemli bir olayı anlatacağını söyleyerek girizgâh yapıyor.
Kendisi bir pazar gününü at yarışlarında geçirirken çekici bir kadınla ego yarışına giriyor, ardından saygın kişiliğine aykırı bir davranışta bulunuyor. Bunun akabinde yaşadığı çelişkiler, yaşam sevinci, vicdan azabı ve heyecan, akıcı bir dille okurla buluşmakta.
Olağanüstü Bir Gece Hakkında Düşüncelerim
Zweig‘in bu kitabı seslendiren sayesinde güzel ve ilgi çekici bir hal almış diyebilirim. Kitabın girişi, özellikle olağanüstü gecesine dair uzun uzun methiyeler dizişi gereksiz bir heyecan yaratıyor. Okuru kitabı bırakmaya itiyor. Çokça kullanılan bu yöntemden hep nefret etmişimdir doğrusu.
Kitabın biraz ilerisinde, o özel günün başlarında yani, at pazarına gidiyor ve anlatıcının gerçek olup olmadığını bilmediğimiz gözlemlerini okuyoruz. Bu kısımda özellikle Doğu hayranlığı olabilecek bir kadın motifi çiziliyor ve açıkçası bunu da epey sıradan bir ayrıntı.
Benim için kitap, anlatıcı ve “kadın” ego yarışına girdiğinde ilginç bir hal alıyor. Burada gururu kırılan anlatıcının etrafa kin saçarak gözlemlerde ve yargılarda bulunması kitabın ilerleyen sayfaları için endişe yaratıyor. Ancak neyse ki bu kısım hızlıca geçiliyor ve anlatıcının kendini ana kaptırmasını, o geceyi olağanüstü yapan nedeni öğrenmeye geçiyoruz.
Anlatıcının tekrar yaşam hazzını elde etmesi bence güzel bir etki bırakıyor. Pandemi döneminde hepimizin an an içine düştüğü bu umutsuz ve keyifsiz, monoton süreç içinde okunabilecek kitaplar arasında olduğunu düşünmem de bu yüzden.
Kimler okumalı?
Olağanüstü Bir Gece yaşam hazzını arayanların bakabileceği ama muhtemelen aynı teşvikle ilerlemeye tercih etmeyeceği, tercih etmemesi gereken bir kitap. Ne var ki kitabın sonunda verilen mesaja tamamen katılıyorum.
İnsan gerçekten de kendini tanımadan mutluluğu veya huzuru bulamıyor. Bu yüzden de arada tekdüzeliğe sıkıştırılmış yaşamlarımıza değişiklik getirmenin önemi büyük. Başka insanlarla etkileşim kurmak, ufak güzelliklere katkıda bulunmak. Hatta belki de fevri davranıp yüz seksen derece başka bir yöne savrulmamıza izin vermek.
Peki sizin hayatınızı değiştiren bir gece var mı?
Benim bir tane aklıma geldi ancak orobos gibi bir döngünün içinde olduğum için bu şartları karşılamadığımı fark ettim. Hâlâ o olağanüstü geceyi bekliyorum ben anlayacağınız.
Sesli Kitaplar ve Sergen Kardeşler
Ufak yaşlardan beri Toprak Sergen’in sesini nerede duysam tanırım, o da verimli bir ses sanatçısıdır. Burak Sergen’in onun abisi olduğunu fark ettiğimde hem şaşırdım hem bir şeyler yerine oturdu. Sizlerle de bu ufak notu paylaşmayı istedim.
Burak Sergen gibi Toprak Sergen de Storytel’de bir kitap seslendirmiş. Küçük Prens. Henüz dinlemedim ama neden olmasın?.. Önümüzdeki yıllarda ses sanatçıları daha çok hayatımızda bilinir bir hale gelecek sanki. Belki de sesli kitaplar da.
Olağanüstü Bir Gece, İş Bankası Kültür Yayınları‘nın Modern Klasikler Dizisi‘nin 66. kitabı.
Benzer kitaplar arıyorsanız, klasik kitap önerileri yazısı sizin için ideal.