Kitap Yorumu: Seçilmiş Kişi – Lois Lowry (Seçilmiş Kişi 1)

Seçilmiş Kişi uzun zamandır okumak istediğim kitaplar arasındaydı, kısa olduğu için de iki üç gün önce başlayıvereyim dedim. Kitapta epey düzenli ve uzaktan mükemmel olarak adlandırılabilecek bir toplum görüyoruz. Renklerden arınmış… (Kapak bu nedenle daha çok hoşuma gitti.) Arkadaş Yayınevi’nden yayımlanan bu kitap 167 sayfa. Çevirmeni ise Esra Davutoğlu.

Eğer distopya türünde bir kitap arıyorsanız bu yorumu okumanızı öneririm.

Seçilmiş Kişi’nin konusu

Seçilmiş Kişi‘nin öyküsünde, insanlara her alınan yaşla beraber bir şeyler veriliyor ve on iki yaşınıza bastığınızda ise, mesleğiniz toplumun yaşlıları tarafından belirleniyor.

İşte bu olayla beraber biz de Seçilmiş Kişi’nin görevini öğreniyoruz. Kendisi insanlığın anılarını hafızasında biriktiriyor ve bu görevi Jonas’a geçirme vakti gelmiş.

Gelgelelim bu toplumda bir sorun var: Duygulardan yoksun, sistematik bir işleyişe sahip.

Uyumsuz gibi distopik kitapların (eğer Seçilmiş Kişi’nin esinlendiği bir yer yoksa) nereden fikri aldığını öğrenmek çok kolay oluyor kitabı okudukça. Bu yönden klasik olarak adlandıran kitapları okuyup fikir edinmek beni hep sevindiriyor doğrusu.

Not düşelim, Seçilmiş Kişi ilk olarak 1993 yılında yayımlanmış.



Seçilmiş Kişi yorumum…

Kitap epey kısa olduğu için öyle çok anlatacak bir şeyim yok. Ancak eğer benim gibi hiçbir şey okumadan, araştırmadan başlayacaksanız, çok şaşıracağınız yerler olacak. Keyfini kaçırmamak için neler olduğunu burada yazmıyorum.

Sevip sevmediğime de gelirsek, sevdim diyebilirim. Kitabın sonunun biraz havada kaldığını düşünüyorum ama Goodreads’tan seriyi bitirmiş birine sordum ve bir şekilde bağlanacağını öğrendim. Bu yüzden de hemen olmasa da devam etmeyi aklıma koydum. Ancak bunun çabuk olacağını sanmıyorum.

Her zaman olduğu gibi duygular ve insanlığın kötü yönleri bu kitapta bağdaştırılmış. Duygulardan arındırılırsak, bu bir kurtuluş yolu olur mu sorusu yanıtlandırılmaya çalışılmış. Duygular olmayınca elbette ne aile, ne sevgi ne de sanat ya da bağlar kalıyor ve geride sadece bir kabuk kalıyor.

Ayrıca bir kitap uyarlaması.

Kitabı bitirdikten sonra bir de filme baktım ve filmin çözümü, Jonas’ı daha etkin bir karakter yaparak bulduğunu gördüm. Ne var ki özellikle dostluk ve sevgi kavramını sadece iki kişiye değil de daha geniş bir çerçeveye yayması tamamen dünyaya aykırı olmuş. Ancak kitaptan daha sürükleyici olduğunu da inkâr edemem. Kitap uyarlamalarını seviyorsanız film olan kitaplar listesine bir bakın derim.

Seçilmiş Kişi Serisi Kitapları

Seriyi okumayı düşünüyorsanız kesinlikle bu sıraya uyun. Kitapların arasında epey bir süre olması, bu serinin neden pek fazla ses getirmediğini vurgular gibi. Zira 7 yıllık bir ara, ilk kitaptaki soruları yanıtlamak için biraz uzun.

  1. Seçilmiş Kişi (1993)
  2. Maviyi Toplamak (2000)
  3. Mesajcı (2004)
  4. Oğul (2012)

Merve Özcan

Çevirmen, SEO'CU, eski editör. Çokbilmiş. Kedisever. Usta geyikçi. Muzip. Meraklı. Geveze. Çocuk ruhlu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site reCAPTCHA korumasındadır. Google Gizlilik Politikası ve Hizmet Şartları geçerlidir.

Next Post

Kitap Yorumu: Kızıl Ateş - Ilona Andrews (Gizli Miras 1)

Per Haz 30 , 2016
Ilona ve Gordon hayal kırıklığına uğratmıyor. Kızıl Ateş, Osiris adlı bir serumun yaklaşık 200 yıl önce insanlara çeşitli güçler verdiği bir dünyada geçiyor. Okurları harika bir distopik dünyaya çekiyor. Kızıl […]
Kızıl Ateş Ilona Andrews

Bu yazılara da bakın