Kitap Yorumu: Sessiz Hasta | Alex Michaelides

Suskun katilin peşinde…

Gerilim severlerin dilinden ve elinden düşürmediği, sonu “yok artık!” dedirten o kitapla nihayet tanıştım: Sessiz Hasta. Alex Michaelides’in çıkış romanı olmasına rağmen kurgu ve psikolojik işleyiş açısından hayli sağlam bir roman. Başta temposu fazla hızlı ve anlatıcısı fazla takıntılı görünse de ilerledikçe tüm parçalar yerli yerine oturdu. Kitabın neden bu kadar konuşulduğunu çok net anladım.

Sessiz Hasta Ne Anlatıyor?

Başarılı bir ressam olan Alicia Berenson, mutlu bir evlilik sürdürüyor gibi görünürken, bir gün hiç beklenmedik bir şekilde kocasını öldürür ve o andan itibaren tek kelime etmez ve suskunluğa bürünür. Neden konuşmadığı ve bu cinayeti neden işlediği gizemini korurken, psikoterapist Theo Faber bu sessizliği çözmek için Alicia’nın dünyasına bir dedektif misali adım atar. Theo, Alicia’yı konuşturmaya kararlıdır fakat bu süreçte hem Alicia’nın hem de kendi karanlıklarına yaklaşmak zorunda kalacaktır.

Neler Düşündüm?

Konu, Alicia Berenson’ın kocasını hiçbir gerekçe ve neden olmadan öldürmesi ve susması üzerine kurulu ancak hikâye onun sessizliğini çözmeye çalışan psikoterapist Theo Faber’in gözünden anlatılıyor. Ancak bu yalnızca bir “katil neden konuşmuyor” hikayesi değil; aynı zamanda insanların kendi karanlığıyla ve geçmişteki travmalarıyla ve zayıflıklarıyla yüzleştiği kovalamaca.

Michaelides’in kurgusu, Entertaintment Weekly‘nin dediği gibi Hitchcockvari bir gerilimle Agatha Christie usulü şaşırtmacayı başarıyla harmanlıyor. Sürükleyici dili sayesinde kitabı birkaç günde bitirdim ancak bu süre benim araya kitap almamla alakalıydı. Sayfalar birbirini kovalarken, finaldeki büyük kırılma anına yaklaşırken olanlar dank etti ve sahiden mi diye düşünerek kalbim ağzımda sayfaları ve gizemi okudum.

Kısacası şoke edici, son derece sürükleyici, ustalıkla planlanmış bir psikolojik gerilim arıyorsanız Sessiz Hasta tam aradığınız kitap olabilir. Popülerliğini sonuna kadar hak ediyor.

Kitabın Beğendiğim Yönleri

1. Şaşırtıcı ve Şoke Edici Final
Kitabın sonundaki büyük ters köşe, klasik gerilim kurgularının ötesine geçerek okuru sarsıyor ve akılda kalıcılığı artırıyor.

2. Yüksek Tempolu ve Akıcı Anlatım
Başlangıçta hızlı akan ve takıntılı anlatımıyla dikkat çeken kitap, ilerleyen bölümlerde tempoyu ustalıkla yönetiyor ve sayfaları çevirmeyi kolaylaştırıyor.

3. Psikolojik Derinlik ve Gizem Unsuru
Alicia’nın sessizliği ve Theo’nun onun sessizliğini çözme çabası, psikolojik gerilim türünde merak uyandıran güçlü bir dinamik kuruyor.

4. Popülerliğini Hak Eden Bir Kurgu
Goodreads’te yılın en iyi gerilim romanı seçilmesi, 2.5 milyon okura ulaşması ve dünya çapında 46 dile çevrilmesi, bu başarıyı destekliyor.

5. Kolay Okunabilirlik ve Geniş Hitap
Hem gerilim meraklılarına hem de psikolojiye ilgi duyanlara hitap eden anlatımıyla geniş bir okur kitlesi için erişilebilir bir kitap.

6. Kıvamında Biten Bir Son
Bazı kitaplar sonu uzattıkça uzatır ancak Michaelides romanı nerede keseceğini biliyor. Okurun bazı şeyleri tamamlamasına izin veriyor.

Kitabın Geliştirilebilir Yönleri

1. Bazı Bölümlerde Yüzeysel Psikolojik Derinlik
Alicia’nın suskunluk nedeni ve bazı karakter motivasyonları ve tercihleri yüzeysel kalıyor. Kitabın girişi ve ve Theo’nun saikleri daha ikna edici bir yolla verilebilirdi.

2. Ana Ters Köşeye Aşırı Güvenen Yapı
Kurgunun büyük ölçüde sonundaki “gerçek”e güvenmesi, kitabın geri kalanında bazı unsurların daha az özenli işlendiği hissi yaratıyor.